Перевод: с русского на все языки

со всех языков на русский

gayret göstermek

  • 1 усердствовать

    gayret göstermek
    * * *

    Русско-турецкий словарь > усердствовать

  • 2 перестараться

    сов., разг.

    Русско-турецкий словарь > перестараться

  • 3 давать

    vermek; getirmek,
    kazandırmak; atmak,
    vurmak; müsaade etmek,
    bırakmak
    * * *
    1) врз vermek

    дава́ть де́ньги — para vermek

    дава́ть уро́ки — ders vermek

    дава́ть конце́рты — konser vermek

    дава́ть возмо́жность — olanak vermek

    дава́ть взя́тки — rüşvet vermek

    в тот день дава́ли "Оте́лло" — o gün "Otello" oynanıyordu

    э́то не ка́ждому дано́ — bu herkesin harcı / kârı değildir

    не ка́ждому поэ́ту бы́ло дано́... —...mak her şaire nasip olmamıştır

    2) ( приносить как результат) getirmek; kazandırmak; vermek

    дава́ть при́быль — kâr getirmek

    дава́ть хоро́шие урожа́и — iyi ürünler vermek

    со́лнце даёт тепло́ — güneş ısı verir

    золота́я меда́ль даёт (кома́нде) пять очко́в — altın madalya beş puandır

    это тебе́ ничего́ не даст — bu sana hiç bir şey kazandırmaz

    э́тот го́род дал (ми́ру) мно́гих изве́стных учёных — bu şehirden birçok ünlü bilim adamı yetişmiştir

    э́то расте́ние цвето́в не даёт — bu bitkinin çiçeği olmaz

    3) ( наносить удар) atmak; vurmak
    4) в сочетании с некоторыми сущ. (производить делать)

    дава́ть знак / сигна́л — işaret vermek

    дать два вы́стрела — iki el ateş etmek

    дава́ть звоно́к — zil çalmak

    дава́ть обеща́ние — vaatte bulunmak, vaad etmek

    дава́ть указа́ние — talimat vermek

    дава́ть разреше́ние — müsaade vermek, müsaade etmek

    6) (позволять, предоставлять возможность) müsaade etmek; bırakmak; часто переводится глаголом понудительного залога

    дай пройти́ — müsaade et de geçeyim

    он не дал мне отве́тить — cevap vermeme vakit bırakmadı

    не дава́ть спать кому-л.birini uyutmamak

    он не даст нам встре́титься — bizi görüştürmeyecek

    не дать вспы́хнуть войне́ — savaşın patlamasına yol vermemek

    он не дава́л себя́ сфотографи́ровать — fotoğrafını çıkartmazdı

    дава́ть вы́пить — içirmek

    дава́ть поню́хать — koklatmak

    мы стара́лись не дать ему́ оторва́ться / уйти́ вперёд (о гонщике)onu kaçırmamaya gayret ediyorduk

    ему́ бо́льше 20 (лет) не дашь — 20 yaşından fazla göstermiyor

    8) разг., повел., в соч.

    дава́й дружи́ть — gel dost olalım

    дава́й потанцу́ем / танцева́ть — gel dans edelim

    дава́й пиши́! — haydi yaz!

    дава́йте рабо́тать вме́сте — gelin beraber çalışalım

    дай, ду́маю, пойду́ посмотрю́ — gidip bakayım dedim

    дава́й я тебе́ помогу́ — yardım edeyim sana

    ••

    недоста́тки даю́т себя́ знать — eksikler kendini duyuruyor

    он прие́хал, не дав знать — habersiz geldi

    он не дал себе́ труда́ поду́мать — düşünmek zahmetine girmedi

    дава́ть кому-л. поня́ть — ihsas etmek

    дава́ть сло́во — söz vermek

    дать себе́ сло́во не... — bir şeye tövbe etmek

    дава́ть показа́ния — ifade vermek

    Русско-турецкий словарь > давать

См. также в других словарях:

  • gayret göstermek — çaba harcamak, başarmak için çalışmak Azar azar fakat ısrarlı bir gayret göstermeye başladı. P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gayret — is., Ar. ġayret 1) Çalışma, çaba, çalışma isteği Arkadaşlarına yardımcı olmak arzu ve gayreti onu acıklı bir duruma düşürüyordu. M. Yesari 2) Koruma, esirgeme, kayırma duygusu Hemşehrilik gayreti. 3) esk. Kutsal sayılan şeylere yabancıların… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çaba göstermek — bir işi başarmak için çalışmak, uğraşmak, gayret göstermek Onu kurtarabilmek için olmayacak şeylere saldırmak derecesinde bir çaba gösteriyorsunuz. H. R. Gürpınar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • özen göstermek — bir şeyi özenerek elden geldiğince iyi olmasına gayret ederek yapmak, itina etmek Çay bitmesin diye yudum yudum içmeye büyük özen gösterirler. S. Birsel …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çalışıp çabalamak — çok gayret göstermek Çalışıp çabaladı, sonunda bana da tahlilci bir zihniyet aşıladı. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zahmet etmek — 1) biri için yorulmak veya masrafa girmek 2) çaba harcamak, gayret göstermek Zahmet edip enine boyuna okumazlardı. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çeranmak — çalışmak, işgüzarlık, sai ve gayret göstermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • CAFCAF — f. Ahlâksız, iffetsiz kadın.CA FER : Küçük akarsu, çay.CA FERÎ : Şiilerden İmam ı Ca fer i Sâdık Hazretlerine bağlı olduklarını iddia edenler.Bütün mânâsıyla İslâmiyet e bağlı olup şeriatın emirlerine göre amel eden ve Âl i Beyt in büyük bir dinî …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • MÜCASERE(T) — Cesaret, gayret göstermek. Cür et ve ikdam eylemek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • çaba — is. Herhangi bir işi yapmak için ortaya konan güç, zorlu, sürekli çalışma, gayret, ceht, efor Yoksa başlı başına zafer, boşuna bir çaba olur. F. R. Atay Birleşik Sözler can çabası yaşama çabası Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller çaba göstermek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»